Barış İçin Aktivite
Barış I Eirini I Peace I Aşiti

Hrant Dink Ödülleri Canan Arın ve Maria Ressa’nın

Uluslararası Hrant Dink Ödülleri bu yıl kadın hakları savunucusu Avukat Canan Arın ve Filipinli araştırmacı gazeteci Maria Ressa’ya verildi.

0 52

13. Uluslararası Hrant Dink Ödülleri bugün (15 Eylül) çevrimiçi düzenlenen törenle sahiplerini buldu.

Ödülün bu yılki sahipleri Türkiye’de kadına yönelik şiddetle mücadelenin öncülerinden Avukat Canan Arın ve Filipinlerde zorlu siyasi koşullar ve yüksek kişisel riskler altında basın özgürlüğünü savunan araştırmacı gazeteci Maria Ressa oldu.

Defne Kayalar’ın Türkçe, Esra Dermancıoğlu’nun İngilizce sunuculuğunu üstlendikleri, Mahir Günşiray’ın sesiyle destek verdiği ödül töreni, bu sene de 23,5 Hrant Dink Hafıza Mekanı’ndan sunuldu.

Arın: Yüreklendiren tek olay kadın direnişi

Canan Arın ödül konuşmasına, “Böyle değerli bir ödüle beni layık gördüğünüz için çok teşekkür ederim. Şaşırdım, sevindim, onur duydum diyerek başladı.

Bu ülkede insanca yaşamak istemenin “büyük bir lüks” olduğunu ifade eden Arın, “Bu kadar canavarlığın içinde, bu kadar korkunç bir tabloda insanın içini açan, insanı yüreklendiren tek olay kadın direnişi ve dayanışması” dedi.

Ressa: Sosyal medyada yaşananlar sosyal medyada kalmıyor

Maria Ressa ise konuşmasında sosyal medyadaki dezenformasyona dikkat çekerek, “Sizinki gibi benim hükümetim ve dünya çapında 80’den fazla ülkedeki yönetimler, bizi manipüle etmek, demokrasiyi esirgemek ve gazetecilere saldırmak için sosyal medyada ucuz ordular kullanıyorlar” dedi.

Sosyal medyada yaşananların sosyal medyada kalmadığını vurgulayan Ressa, çevrimiçi şiddetin, gerçek dünyadaki şiddete yol açtığını belirtti.

Ressa, mücadele etmeye devam eden gazeteci ve aktivistlere seslenerek şöyle dedi:

“Yolumuzdan şaşmamamız gerekiyor. İnsanlar bazen naif veya aptal olduğunuzu söyleyebilir. Bizim için de öyle diyorlar ama değiliz.”

Dink: Vakıf olarak dayanışma, iyilik, eşitlik ve adaletten yanayız

Rakel Dink törenin başlangıcında yaptığı konuşmada, Hrant Dink Vakfı’nın barış içinde daha iyi ve adil bir dünya için verdiği mücadeleye vurgu yaptı.

“Vakıf olarak, dayanışma, iyilik, eşitlik ve adaletten, çevremize, doğaya ve insana yaşam hakkından yanayız.”

Callamard: Güç sahiplerine doğruları söylemek en büyük görevimiz

Amnesty International Genel Sekreteri Agnes Callamard törende yaptığı konuşmada insan hakları alanında yürütülen mücadelenin öneminin altını çizerek, “Pek çok kişinin mücadeleden alıkonulduğu bir dönemde hep birlikte sesimizi yükseltebilmeyi ve güçlerinin boyutu ne olursa olsun güç sahiplerine doğruları söylemek en büyük görevimiz” dedi.

Performanslar

Törende, Nazan Öncel, Ayta Sözeri, Arto Tunçboyacıyan, Ezhel, Pervin Chakar/Ertan Tekin, Vahagn Hayrapetyan, Gohar Hovhannisyan, Kamarama, Tmbata, Kharberd Özel Gereksinimli Çocuklar Evi, Etnik Müzik Grubu Tsakhruk, Yerevan Saxophone Quartet, Wood Winds Project performanslarıyla yer aldı.

Jüri üyeleri

Bu yılki jüri üyeleri şu isimlerden oluşuyor: Emin Alper, Rakel Dink, Tanıl Bora, Mozn Hassan, Şafak Pavey, Osman Kavala, Füsun Üstel, Robert Guediguian, Moly Melching, Viviana Krsticevic.

Işıklar

Türkiye’de ve dünyanın dört bir yanında, yaptıklarıyla insana, insanlığa “ışık” tutanların anıldığı, risk alan, yol açan insanların ve toplulukların selamlandığı videoyla 2021 yılının “Işıklar”ı gösterildi.

Canan Arın hakkında

Avukat ve hak savunucusu Canan Arın 80’lerde kadına yönelik şiddet ve boşanma davalarında kadınlara ücretsiz avukatlık yaptı. 1990 yılında, kadına yönelik şiddetle mücadele etmeyi, kadınlar arasında dayanışmayı ve desteği güçlendirmek hedefiyle Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nı kuran on dört kadın arasında yer aldı. 1997’de kadınların siyasette daha çok yer almasını amaçlayan Kadın Adayları Destekleme Derneği’nin kuruluş çalışmalarına katıldı.

Antalya Barosu’nun 2011’de düzenlediği ‘Kadına Yönelik Şiddet ve Kadın Hakları Hukuku’ başlıklı eğitim seminerinde, erken yaşta evliliklerin Türkiye’de tarih boyunca çok yaygın olduğunu anlatırken, dönemin cumhurbaşkanının ve Hz. Muhammed’in evliliklerini örnek verdi. Toplantıda bulunmayan bir grup erkek avukatın kendisi hakkında suç duyurusunda bulunması sonrasında “dinî duyguları aşağıladığı, peygamber ve cumhurbaşkanına hakaret ettiği ve toplumu kışkırttığı” iddiasıyla, beş yıla kadar hapis istemiyle yargılandı. 2012 yılında Antep’te sabah saatlerinde gözaltına alındı. Hakkındaki suç duyurusuna dair ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Hakkında açılan davada ne ceza, ne de beraat kararı çıktı; dava ertelendi.

2012’de Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’ni onaylayan ilk ülke olmasına katkıda bulundu; 2021 yılının ilk aylarında sözleşmeden çekilmesine karşı çıktı.

Türkiye’de kadına yönelik şiddet vakalarındaki artışın nedenlerinden birinin, hukuk sisteminin kadın haklarını ihlal etmesi olduğuna dikkat çekti.

Kaynak: Bianet