Barış İçin Aktivite
Barış I Eirini I Peace I Aşiti

Mor Çerçeve: Arjantinli feministler ilham veriyor!

Arjantin’in Patagonya bölgesindeki Trelew kentinde Arjantin UlusalKadın Buluşması gerçekleşti. Bu yıl 33.’sü örgütlenen buluşmalarda kadınlara ve LGBTQ’lara yönelik şiddete ve toplumsal cinsiyet kalıplarına karşı, LGBTQ hakları ve yasal kürtaj hakkı için mücadele örgütleniyor. Üç gün süren buluşmada “Gebelikte Şiddet”, “Kadınlar ve Çalışmak”, “Kadınlar Uyuşturucu ve Uyuşturucu Ticaretiyle Mücadele”, “Kadınlar ve Futbol”, “Kadınlar ve Lezbiyen Aktivizmi”, “Kadınlar,İktidar ve Politika” gibi başlıklarda atölyeler düzenlendi.

0 279

Hülya Osmanağaoğlu

Arjantin’in Patagonya bölgesindeki Trelew kentinde Arjantin UlusalKadın Buluşması gerçekleşti. Bu yıl 33.’sü örgütlenen buluşmalarda kadınlara ve LGBTQ’lara yönelik şiddete ve toplumsal cinsiyet kalıplarına karşı, LGBTQ hakları ve yasal kürtaj hakkı için mücadele örgütleniyor. Üç gün süren buluşmada “Gebelikte Şiddet”, “Kadınlar ve Çalışmak”, “Kadınlar Uyuşturucu ve Uyuşturucu Ticaretiyle Mücadele”, “Kadınlar ve Futbol”, “Kadınlar ve Lezbiyen Aktivizmi”, “Kadınlar,İktidar ve Politika” gibi başlıklarda atölyeler düzenlendi.

Buluşmanın ikinci ve üçüncü günleri(13-14 Ekim Cumartesi ve Pazar) için ise binlerce kadının katılacağı yürüyüşler örgütlendi. Yürüyüşten önceki günlerde eylemci kadınlar Trelew halkını, ATM’lerden paralarını çekmeleri, günlük ekmeklerini sularını evde hazır tutmaları ve araçlarıyla sokaklara çıkmamaları yönünde uyardı. Pazar günü 50 bin kadının katıldığı yürüyüş esnasında “heteroseksüelliği bırakın”, “kilise ve devlet ayrı şeylerdir”, “maçolara ölüm sadece bir mecaz değildir!”, “lezbiyenleşin” gibi sloganların yazdığı dövizler taşındı. Feministler Trelew’daki yürüyüşte belediye sarayı gibi kamu binalarının yanı sıra Maria Auxiliadora Kilisesi’ne de taşlarla ve molotoflarla saldırdılar. Genel olarak barışçıl eylemler düzenleyen kürtaj yanlısı Arjantinli kadınlar 9 Ağustos’ta Senato’nun 14 haftaya kadar kürtaja izin veren yasayı reddetmesinin ardından feminist şiddeti örgütlemeye başladılar. Erkek devletin kürtaj yasağına karşı Arjantinli feministler örgütledikleri yeni eylem çizgisiyle kadınların hayatlarını savunması açısından ilham verici bir yol açıyorlar. Tıpkı 1900’lerin başında oy hakkı için golf sahalarına asit döken, posta kutularına bomba bırakan birinci dalganın feministleri gibi…

Kaynak: www.cnsnews.com <http://www.cnsnews.com> ve <https://www.facebook.com/elencuentronacionaldemujeres/>

AKP’nin erkek yargısından 25 lira nafaka

AKP iki yıldır boşanma komisyonu raporları aracılığıyla kadınları boşanmaktan yıldırmak, erkek şiddetine mahkûm etmek için uğraşıyor. Boşanmaya çalışan kadınlara arabuluculuk dayatması gibi adımlarla bir yandan kadınların daha fazla şiddete maruz kalmasının önünü açarken bir yandan da boşanmanın toplumsal meşruiyetini ortadan kaldırmaya çalışıyor. Feminist mücadelenin özellikle son 30 yılda aldığı yol ve tek tek kadınların gösterdiği direniş AKP’nin önünde engel olmaya devam ediyor. Son aylarda nafaka mağduru erkekler gibi AKP eliyle örgütlenen tuhaf grupların yanı sıra meclis komisyonu gündemine de nafakanın sınırlandırılması hedeflerini getirdiler.Kendilerine bağlı kadın örgütlerinin bile nafakaya karşı doğrudan bir söz üretemediği görülünce şimdilik soğumaya bırakılan yasal düzenleme erkek yargı eliyle hayata geçirilmeye başlanmış görünüyor. Diyarbakır’da boşanma mahkemesi sırasında verilen tedbir nafakası kararı ile dört çocuk için 25’er lira kadın için ise 50 lira nafaka ödenmesine karar verildi. Belli ki AKP yargı eliyle haksız tahrik ve iyi hal indirimleri ile katil kocaları koruduğu gibi komik nafaka meblağlarıyla da boşanılan erkekleri korumaya alıyor.Kadın mücadelesinin tepkisiyle kürtajı yasaklamayı beceremediğinde kamu hastanelerinde ücretsiz kürtaj hakkını kullanılamaz hale getirdiği gibi yine kadın mücadelesinin tepkisiyle nafakayı sınırlandırmayı/kaldırmayı beceremediğinde de erkek yargı eliyle nafaka hakkını kullanılamaz hale getirmeye çalışıyor.

OHAL bitti LGBTİ+’lara yasaklar sürüyor

Ankara Valiliği 3 Ekim itibarıyla tüm LGBTİ+ eylem ve etkinliklerini yasakladı. OHAL’in kalkması devletin homofobi/transfobi düzeyinde bir değişiklik yaratmadı. Bu yasaklarla LGBTİ+’ların siyaset yapma, örgütlenme ve kendilerini ifade etme hakları suç haline getirilirken aslında toplum içinde bireysel olarak da görünmezleşmeye zorlanıyorlar. Gitgide sıklaşan yasaklar toplumsal muhalefetin ve muhalif medyanın da ilgisini ve tepkisini çek(e)mediği için sıradanlaşıyor ve bir şekilde kabul görüyor. Ve maalesef LGBTİ+’lara yönelik yasakların sıradanlaşması homofobik/transfobik şiddeti artırarak meşrulaştırıyor.

Kaynak : Yeni Yaşam Gazetesi