Barış İçin Aktivite
Barış I Eirini I Peace I Aşiti

SOYKIRIMCILARİN BIR TAKTIĞİ VE TOPLUMSAL SENDROM

0 59

Yannis Vasilis Yaylalı

I

Soykırımcılarin bir taktiği;

Türk Soykırimcilarinin bir taktiği şudur, hedefine koyduğu halkların tüm haklarını gasp eder, çeteleriyle tecavüzler dahil dayanılmayacak her türlü kötülüğü yapar, bilir ki bu yaşanan kötülükler en hümanist bir topluluğu bile ayağa kaldıracak türdendir .

Haliyle kendini korumak isteyen halkın en yiğit evlatları öz savunma örgütlerini kurup halkını korumaya başlayınca ikinci asama devreye girer ve der ki bizim halklarla sorunumuz yok o öz savunma gücüyle var derler, öz savunma gücü  onlar için soykırımın örtüsü yerine geçer .

Ve o halkı yok edinceye kadar bu bahaneye sığınır. Osmanlının sonundan günümüze yani Kürt soykırımına kadar durum hep aynıdır,  bana inanmayan soykırım inkarcıların savunmalarına bakabilir, dediklerimi aynen orada göreceklerdir.

Ama öyle bir saate, konjekture doğru yol alınır ki öz savunma güçleri olmazsa o sömürgeci hiç soykirim sürecinde komple o halkı yok edecek duruma gelmiştir. Artik o halkın varlığı oz savuma gücünün varlığa doğru orantılı durumdadır.

Buraya kadar en büyük sorumluluk  öz savunma guclerindeyken, tam bu noktadan sonra artık halkın, halkların ve ve o halkların dostlarının   tüm yükü omuzlayan o güçleri destekleme dönemi başlar. Işte burasi, bu bölüm kırılma aşamasıdır, eğer halk veya halklar bu aşamada devreye girebilirse soykırım süreci bir kere daha durdurulabilir , özel savaş aygıtı kırılabilir ve iktidarsız bırakılabilir

Il

Belki de yaşanan toplumsal sendromdur 

PKK’ye esir düştükten sonra başta ailem olmak üzere batıda hatırı sayılır bir kamuoyu ‘Stockholm Sendromu’ yaşıyorsun dediler, beynin yıkandı dediler hatta durumuma üzülerek  bakanlar da oldu ama kimse de bu devlet Kürtlere katliam, soykırım yapıyor demedi.

Oysa Kürtlere katliam ve soykırım politikası bir devlet geleneğiydi. Bu durumu o kadar içsellestirdik ki kendi içlerinden savaşmaya giden biri yaşadığı bir takım deneylerden sonra hiç bir şeyin görüldüğü gibi olmadığını söylediğinde bir deli ilan edilmedik .

Aslında oysa yüzyıl içerisinde zorbalık, katliam ve soykırımlar ile Türklüğü kabul eden kendileri ve bugün kraldan kralcı da kendileri olunca ‘Stockholm Sendromu’ yaşayan ben miyim yoksa yüz yıl  içerisinde zorbalıkla Türklüğe eritilen  toplumun geneli midir?

İşte asıl toplumsal olarak yaşanan Stockholm Sendromu ile hesaplasıldığında ve toplumsal olarak tüm bu süreçlerin getirdiği şeyleri tedavi edebildigimizde bu sonu olamayacak gibi gözüken savaş da sona erecektir, kardeşlik vs bundan sonra konuşulacaktır .