Barış İçin Aktivite
Barış I Eirini I Peace I Aşiti

Beritan Sarya: KDP karşıdevrimci rolünü aralıksız sürdürüyor

KDP’nin Kürdistan’ın tüm parçalarındaki devrimci hareketlere karşı politikalarının kurulduğu ilk günden bu yana değişmediğini belirten gazeteci Beritan Sarya, “KDP varlığını kendisi gibi cinsiyetçi ve mezhepçi Türk devletinde görüyor” dedi.

0 225

KDP’nin kuruluşundan beri Kürt hareketlerine karşı tutum aldığın söyleyen gazeteci Beritan Sarya, bugün de Başûrê Kurdistan’a işgal saldırıları gerçekleştiren Türk devletinin yanında durduğunu dolayısıyla devrim karşıtı bir pratik içinde olduğunu kaydetti.

REHİN ALINAN TEMSİLCİLER

KDP’nin son dönemde Kürt Özgürlük Hareketi ve Özerk Yönetim’i hedef alan uygulamalarını, bu uygulamaların devamı olarak Özerk Yönetim temsilcilerinden Cihad Hesen’in 3 aydır kaçırılmasına rağmen kendisinden haber alınamamasını hatırlatan Beritan Sarya, “Sadece kendisinin KDP’nin elinde ve işkence gördüğü biliniyor. Başûrê Kurdistan’ın kadın hareketi olan RJAK üyesi 3 kadın aktivist de, 4 Ağustos’ta KDP tarafından gözaltına alındılar. Yaklaşık bir aydır onlardan da haber alınamıyor. Aynı zamanda HPG 26 Temmuz günü Serwer Serhat komutasındaki birliğiyle bağlantısının koptuğunu ve yerel kaynakların bunlara KDP’nin saldırdığını söylediğini açıkladı. Halen onlardan da sağlıklı bir bilgi yok. Özgür Politika Gazetesi’nin 31 Ağustos sayısında yayınlanan bu gerillaların aileleriyle yaptığı haberde çeşitli ayrıntılar vardı. Bu ayrıntılardan biri de KDP yetkililerinin, ailelere gerilla Serwer Serhat için, ‘Serwer bize tünellerin yerini söylerse sizinle görüşebilir’ dediği şeklindedir” dedi.

‘KARŞIDEVRİMCİ ROLÜNÜ SON DÖNEMDE AÇIKTAN OYNUYOR’

“Hem bu belirttiğimiz pratikler hem de KDP’nin Türk devletinin Başûrê Kurdistan’a yürüttüğü işgal harekâtına ses çıkarmayıp sürekli PKK’yi suçlaması ve hedef alması; yine Şengal ve Êzîdîlere dönük hedef göstermesi,  Êzîdîlerin öz yönetim iradesini kırma girişimleri var” diyen Beritan Sarya, “Rojava’nın kuşatmaya alınıyor. KDP’ye bağlı ENKS’nin Efrîn işgalinde yer aldı. İşgalin vahşi bilançosu ortada olmasına rağmen halen işgali meşrulaştırma çaba ve politikası yürütüyorlar. Tabi KDP’nin bunlara benzer daha birçok pratiği var. Yani KDP’nin mevcut politika, duruş ve üstlendiği rol iyi niyetli değerlendirilemeyecek kadar vahimdir. KDP tarihi, Kürt devrimci hareketlerine karşı üstlendiği karşıdevrimci, tasfiyeci rolü son yıllarda yeniden açık bir biçimde üstlenmekte ve yerine getirmektedir.”

“Barzani ailesi ve öncülüğünü yaptığı KDP tarihten bugüne Kürt soykırımcılarıyla birlik olup Kürt hareketlerinin tasfiye edilmesinde önemli rol oynamıştır” tespitini yapan Beritan Sarya, KDP’nin bu politikayla birçok Kürt devrim hareketini tasfiye ettiğini ya da zayıflatarak yedeğine düşürdüğünü, söyledi.

Beritan sarya, “Ama bu politikası PKK karşısında tutmamıştır. PKK başta Kürt soykırımcısı Türkiye, NATO ve KDP vb. işbirlikçi güçlerin tüm tasfiye saldırı ve politikalarına karşın hep güçlenmiştir.  Herkesin bildiği gibi KDP ve YNK 90’lı yıllarda PKK’nin tasfiye edilmesi için Türk devletiyle birlikte açıktan Başûrê Kurdistan’da büyük operasyonlar geliştirmiştir. Kürtlere bu ihanet saldırılarıyla çok acı süreçler yaşatmıştır” diye konuştu.

‘KDP SAFINI NETLEŞTİRDİ’

Beritan Sarya, yaşanan bölgesel ve küresel gelişmelerle KDP’nin konumunun daha da belirginleştiğine dikkat çekerek, “3. Dünya savaşının final aşamalarından geçtiğimiz, dünya dengelerinin yeniden şekillendirilmeye çalışıldığı, Türk devletinin de mevcut konjonktürü değerlendirerek Misak-ı Milli planı temelinde tüm Kürdistan ve Irak’ı işgal etmek istediği; bununla birlikte Kürtler için ciddi tehlikelerle birlikte fırsatların da olduğu böyle bir süreçte KDP safını daha da netleştirmiştir. Kürt ve Kürdistan çıkarlarından ziyade Barzani ailesi ve aşiretinin çıkarlarını esas alıp soykırımcısı TC ile birlikte, Kürtlerin en dinamik ve umut veren gücü PKK’nin tasfiye edilmesi için kolları sıvamıştır” dedi.

ROJAVA’DA DEVRİM YOK AÇIKLAMALARI, SINIRDAKİ HENDEKLER…

KDP’nin Rojava Devrimi’ne karşı tutumunun da aynı özellikleri taşıdığını dile getiren Beritan Sarya, şu hatırlatmalarda bulundu: “KDP Rojava Devrimi’ne karşı tanımama, karapropagandayla hedef alma, tasfiye etme, vekil güçler yoluyla Türkiye’nin Rojava işgal harekâtlarında yer alma politikası izlemektedir. KDP’nin vekil gücü ENKS, 2011’den itibaren fiilî, 2013’ten itibaren de resmî olarak Türkiye güdümündeki sözde muhalefet, yani şoven çetelerle birlikte hareket etti. Efrîn, Serêkaniyê ve Halep gibi alanlarda Türk çeteleriyle birlikte YPG-YPJ’ye saldırdılar. 2014’te Özerk Yönetim ilan edildi, ancak KDP tarafından tanınmadı. 2015’te Barzani çıkıp, ‘Rojava’da bir devrim yok’ dedi. Hendekler kazdılar.

ENKS’NİN EFRÎN İŞGALİNDEKİ YERİ

Bugün halen ENKS adıyla hareket eden ama ENKS kalıntıları olduğunu bildiğimiz KDP’ye bağlı PDK-S ve Yekiti Partisi, Efrîn işgalinde ABD, Rusya, Avrupa vb. her yerde Özerk Yönetim aleyhine diplomasi yürüttü, yürütüyorlar.  Efrîn işgal harekâtına katıldılar. Yetkilileri basın önünde bunu itiraf ettiler. Bugün Türk devletinin Efrîn’deki vahşeti dünya çapında deşifre olmuşken onlar işgali meşrulaştırma arayışındadır. Abdulhekim Beşar çıkıp basında, Türk devletinin işgal uygulamalarını inkar ediyor, ‘Bir şey yok, abartıyorlar’ diyor. Bir yandan Şehba’da direnen halkı, ‘Gelin evlerinizi, zeytinliklerinizi geri alın’ diyerek Efrîn’e çekip yeniden işgalcilerin insafına terk ediyorlar. Şehba’daki direnişi kırmak istiyorlar. Bununla beraber PKK gibi YPG, YPJ, PYD’yi de ‘terör örgütleri’ listelerine aldırmak için birçok komplo ve propaganda geliştiriyorlar.”

‘ROJAVA’YI RESMEN KUŞATMIŞLAR’

Gazeteci Beritan Sarya, KDP’nin sınır bölgesindeki uygulamalarına dikkat çektiği konuşmasında, buralarda da Türk devletiyle aynı siyasetin devreye konulduğunu söyledi ve şunları ekledi, “Rojava Devrimi’nden önce Başûrê Kurdistan-Rojava sınırında 2-3 karakolları varken bugün bu sınırda 50-60 karakol yapmışlar. Resmen Rojava’yı kuşatmışlar. Rojava halkı için Başûrê Kurdistan’a gitmek Türkiye’ye bile daha zor hale getirilmiş durumda. Sınır kapısından geçmek için önceden kişisel bilgilerinizi veriyorsunuz, istihbarat tarafından bu bilgiler inceleniyor size ona göre de cevap veriliyor. Başûrê Kurdistan’da Rojava halkına ajanlık dayatılıyor. Burada KDP’nin, Türk devletinin politikalarını birebir uyguladığını belirtebiliriz.”

KDP’LİLERİN TC YANLISI AÇIKLAMALARI

KDP yetkililerinin Kürt Özgürlük Hareketi’ne karşı açıklamalarına da projeksiyon tutan Beritan Sarya, “KDP, Rojava’da vekil güçlerin işgal harekâtlarına Türk devletiyle birlikte katıldı. Başûrê Kurdistan’da da işgal harekâtlarının en yoğun olduğu süreçlerde hep PKK’yi hedef aldılar. Mesut, Neçirvan, Mesrur Barzani gibi KDP yetkililerinin tek bir işgal karşıtı açıklamalarını görmedik. Bir kez olsun çıkıp, ‘Türkiye benim topraklarıma ve egemenliğime tecavüz ediyor. İnsanlarım katlediliyor, doğam talan ediliyor’ demediler. Ama o kadar ileri gittiler ki, ‘PKK işgalcidir’, ‘PKK DAİŞ gibidir’ şeklinde, onurlu her Kürt’e utanç verecek açıklamalar yaptılar” şeklinde konuştu.

KDP’nin bugün PKK’ye karşı kullandığı dil ile Kürt hareketlerine karşı geçmişte kullandığı dilin aynı olduğunu hatırlatan Beritan Sarya, “Bunların kalemşörleri ‘PKK, Başûrê Kurdistan’ın statüsünü hedef alıyor,  devrimi hedef alıyor’ diyor. Bu aslında tüm devrim hareketlerine karşı yürüttükleri propaganda ve manipülasyondur. Mahabad Kürt Cumhuriyetinin İçişleri Bakanı Muhammed Emin Muini’nin oğlu Süleyman Muini, İran’a karşı bir gerilla harekâtı başlatmak istediğinde O’na ilk karşı çıkanlar Barzaniler oluyor. ‘Devrime ihanet ediyorsun’ diyorlar. Muini’nin başlattığı hareket İran tarafından bastırılınca Muini, Başûrê Kurdistan sınırını geçerken KDP tarafından yakalanıyor, katlediliyor ve cenazesi İran’a teslim ediliyor. Süleyman Muini, 1961’de Başûr’da başlayan ayaklanmayı, Barzanileri desteklemiş, silah ve lojistik yardımı yapmıştır. Ama böyle bir devrimciyi bile katlettiler” ifadelerini kullandı.

‘MANİPÜLASYONA İHTİYAÇ DUYUYORLAR’

KDP’nin 90’larda PKK’ye karşı açıktan yürüttüğü savaşı bugün örtülü bir şekilde sürdürdüğüne dikkat çeken Beritan Sarya, bunun nedenlerini ise şöyle değerlendirdi: “90’larda basın yayın, internet bu kadar gelişkin değildi. Kürt toplumu bu kadar birbirini tanımıyordu ve Kürdistan parçaları arasındaki bağ bu kadar gelişkin değildi.  Açıktan PKK’ye karşı Türkiye’yle birlikte savaştılar. Bunun için ihanet savaşını yürütürken bu kadar argümana gerek duymuyorlardı. 1992 Temmuz’da Başûrê Kurdistan Parlamentosu’nu kurduklarını ilan ettiler ve ilk kararları PKK’ye karşı savaş açmak oldu. Ama artık Kürt kamuoyu bunları kabul etmiyor. O nedenle birçok manipülasyona ihtiyaç duyuyorlar. Muini’ye karşı kullandıkları ‘devrime ihanet’ algısını bugün de PKK’ye karşı kullanıyorlar. Sanki PKK olduğu için Türkiye Başûrê Kurdistan’a saldırıyor gibi bir propaganda yürütüyorlar. Bu tamamıyla çarpıtma. 2014’te Maxmûr’u, Şengal’i DAİŞ’e teslim ettiler. DAİŞ neredeyse Hewler’i alıyordu. O zaman PKK müdahale etmeseydi, Şengal soykırımında katledilenlerin bilançosu on binleri belki de yüz bini bulurdu. Hewler de, Duhok da düşerdi. PKK 30 yıldır Başûrê Kurdistan’ı koruyor. Başûrê Kurdistan halkı da bunu gördü. E o zaman PKK iyiydi de Bakurê Kurdistan’da faşizme direniyor, Medya Savunma Alanlarının işgaline direniyor, Êzîdîlere irade kazandırıyor ve kendini savunmayı öğretiyor diye mi işgalci ve terörist oldu?”

GERİLLA ALANLARINDAKİ KDP PROVOKASYONLARI

Gerilla alanlarına yönelik kuşatma ve saldırılara da değinen Beritan Sarya, “2 yıldır Medya Savunma Alanlarına güç gönderip işgal saldırılarına direnen gerillayı kuşatıyorlar, gerillaya dair MİT’e istihbarat veriyorlar. 24 Nisan’da başlayan Metina, Avaşin, Zap işgal harekatında Türk devleti yenildi. Aylardır Türk devleti NATO’nun tüm tekniğini, binlerce asker, korucu, köpek, çete, kimyasal silahla saldırmasına rağmen gerilla direniyor. Fakat KDP yine Türk askerinin imdadına koştu. KDP Zerewan ve Gulan güçlerini gönderdi gerilla kuşatıldı, şehit edildi. 5 Haziran’da Amediyê boğazında, Temmuz ayında Çarçel Tepesinde provokasyonlar yaptılar.

Bunlarla amaç tüm Başûrê Kurdistanlı güçleri dahil edip Türk devletiyle birlikte PKK’ye karşı savaşa girmekti. Bu başarılamasa bile plan mevcut kuşatmayı sürdürüp gerillanın işgalcilere karşı yürütülen direnişi kırmaktır. Açıktan savaş başlatamadılar ama örtülü savaşları sürüyor. Pozisyonları değişmedi. PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan 15 Ağustos değerlendirmesinde KDP’nin güç göndermesinin Zendura alanında direnişi olumsuz etkilediğini ve gerillanın başarılı savaş taktiğini değiştirmek zorunda kaldığını söyledi. Aldığımız bilgilere göre halen de bu pozisyonlarını sürdürüyorlar. Farklı bölgeler için de hazırlık yapıyorlar” diye konuştu.

TARİHİN TEKERRÜRÜ

Beritan Sarya, KDP’nin bugün kuşatmaya aldığı Gerilla alanlarının yakın tarihteki yerine, şu sözlerle dikkat çekti: “İşgalciler, KDP ve Kürtler açısından baktığımızda tarih şimdinin katkılarıyla tekerrür ediyor. Bugün KDP’nin Kürtlerin en dinamik ve aktif gücü PKK’yi tasfiye için komplo geliştirdiği alanlar geçmişte T-KDP öncüleri Sait Elçi ve Sait Kırmızıtoprak’ın Türk devletine karşı gerilla mücadelesi başlatmak için kamp kurduğu alanlardır. Yine aynı zamanda 1971 yılında bu her iki öncünün de KDP komplosuyla katledildiği alanlar.”

KDP VE ŞENGAL’E DÖNÜK TUTUMU

KDP’nin Şengal politikalarını değerlendiren Beritan Sarya, KDP’nin ABD, Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar ile birlikte oluşturduğu konsept çerçevesinde Şengal’i DAİŞ’e teslim ettiğini ifade ederek, şöyle devam etti: “Bu konseptle Rojava’yı kuşatmak istediler ancak PKK’nin varlığı planlarını bozdu. Şengal özgürleştirildikten sonra hemen yine PKK’yi hedef almaya başladılar. PKK artık Êzidîlerin kendini savunabilecek konuma geldiğini görünce Nisan 2018’de güçlerini çekti. Hâlbuki Eylül 2017’de Bağımsızlık referandumu ardından Haşdi Şabi’nin ilerlemesiyle KDP ikinci kez Şengal’den kaçmış ve Êzîdîleri terk etmişti. Ama bakıyorsun KDP yetkilileri hep ‘PKK var’ diyerek Şengalli Êzidîleri Türk devletine hedef gösteriyor. Şengallilerin öz yönetim ve öz savunma iradesini kırmaya çalışıyor. Êzîdîler 9 Ekim anlaşmasına (KDP ile Irak hükümeti arasındaki anlaşma) direniyor. Bugün Irak’ta resmî bir güç olan YBŞ’nin komutanları Türk uçaklarıyla hedef alınıyor, hastane vuruluyor ama KDP’den en ufak bir kınama yok. Aksine kendi basınlarında öyle manşetler atıyorlar ki, istihbaratın bunlar tarafından verildiği şüphesi uyandırıyor.”

Beritan Sarya, “Tüm bu politikaların elbette Kürtlükle, bağımsız Kürdistan’la bir alakası olamaz. Tamamen Kürt halkının çıkarlarını ve geleceğini kendi aile, aşiret çıkarlarına kurban etmektir. Maalesef Barzani ailesi öncülüğündeki KDP Kürt soykırımının tamamlanması saldırılarının ortağıdır ve oldukça tehlikelidir” diye de ekledi.

‘BAŞÛR DİKTATÖRLÜKLE YÖNETİLİYOR’

KDP’nin yönettiği Başûrê Kurdistan’daki faaliyetlerine de değinen Beritan Sarya, bölgenin diktatörlükle yönetildiğini ve Türkiye’nin pazarı haline getirildiğini şu sözlerle dile getirdi: “Barzaniler 2003’te Irak’taki Baas rejiminin devrilmesi ardından gelişen fırsatları da Kürdistan ve Kürt halkı lehine değerlendirmemiş tamamen kendi iktidar ve aile çıkarlarını gözetmişlerdir. Adeta Hewlêr merkezli bir diktatörlük kurulmuştur. 4-5 milyonluk Başûrê Kurdistan’da KDP ve YNK tarafından 1 milyon 250 civarı insan üretimden koparılıp memurlaştırılmıştır. Halk köylerden kentlere çekilerek geçimi KDP’ye bağlanmış, yandaşlaştırılmıştır. Tarımsal üretim bitirilmiş her şey petrol gelirlerine bağlanmıştır.

‘SOYKIRIM SALDIRILARINI FİNANSE EDİYORLAR’

Başûrê Kurdistan ekonomisi Türk şirketlerine peşkeş çekilmiştir. Her yerde ihale alan Türk şirketleridir. Başûr adeta Türkiye’nin pazarı haline getirilmiştir. 2014’te Türkiye ile 50 yıllık petrol anlaşması yaptılar ve bu anlaşmada Neçirvan Barzani’nin şirketlerinin önemli rol oynadığı söyleniyor. Anlaşma kapsamında petrol varil fiyatları ise bilinmiyor. Büyük ihtimalle çok ucuza satılıyor. Başûrlu gazetecilerin belgelediklerine göre petrolden elde edilen gelirin sadece yüzde 29’u Başûr hükümetine ulaşıyor ve o da KDP’nin eline geçiyor. Buradaki petrol paralarının Halkbank’a yatırıldığı söyleniyor ki Halkbank’ın karapara aklama rolü de Rıza Zarrab davasından iyi biliniyor. Böylece görülüyor ki KDP, Başûr kaynaklarını Türkiye’ye peşkeş çekerek Kürtlere karşı yürütülen soykırım saldırılarını da finanse ediyor.”

Beritan Sarya, KDP’nin diktatörlük pratiklerine şunları da ekledi: “Halen Hewlêr parlamentosuna vekiller alınmıyor. Hükümet kendinden başka hiçbir gücü kabul etmiyor. Aktivistler ve gazeteciler gözaltına alınıyor, kaybediliyor. Şu anda Başûr halkı, Barzani ailesinin elinde diktatörlüğe dönüşmüş bir yönetim altında yaşıyor. İşgale ve mevcut düzene karşı en ufak bir tepkisi KDP tarafından bastırılıyor, hatta halka karşı silah kullanılıyor.”

KDP’NİN TC İLE KOPMAYAN BAĞI

Beritan Sarya, yaşanan tüm gelişmelere ve Kürt kamuoyunun bütün tepkilerine rağmen KDP’nin Türk devleti ile bağlarını neden koparmadığını şöyle cevapladı: “Çünkü Barzani ailesi, varlığını Türk devleti gibi antidemokratik, cinsiyetçi, kendi çıkarı için çalışan iktidarcı, mezhepçi blokun kazanmasında görüyor. 1966 yılında önce KDP içindeki sosyalist İbrahim Ehmed ekibinden başlayarak KDP içindeki yurtsever, demokrat ve sosyalist kesimler tasfiye edildi. KDP bir ailenin partisine dönüştürüldü ki bunlarında Kürtlerin çıkarlarını esas almadığı açıktır.”

AFGANİSTAN’DAKİ DURUM İLE KDP’NİN ORTAK YÖNLERİ

Beritan Sarya, Afganistan’da ordunun Taliban karşısında direnmeyişini KDP’nin geçmişteki pratiklerine benzeterek şu değerlendirmeyi yaptı: “Bugün tüm Kürdistan, en çok da Başûrê Kurdistan tehlikededir. Hepimizin ve Başûrê Kurdistan halkının hafızası canlıdır. DAİŞ’in ilerlediği süreci ve kimlerin ülkeyi savunup kimlerin savunmadığını net gördük. Sistemin Afganistan’da Taliban’ın önünü açması, Afgan ordusunun direnmemesi Başûr halkını düşündürdü. Her ikisi de demokratik güçler değildir. Başûr halkı 2014 benzeri durumların Başûrê Kurdistan’da yaşanmasından endişeli. Gelişen Türk işgal tehlikesini ve DAİŞ gibi grupların tehlikesini görüyor ve böyle bir durumda kendisini ancak gerillanın ve onunla birlikte hareket edebilecek onurlu peşmergenin savunabileceğini tartışıyor. O nedenle “Mesut Barzani çıkıp Başûrê Kurdistan Afganistan gibi değildir, Peşmerge savunacak” diye açıklama yapmak zorunda kalmıştı.”

‘KÜRTLER BİR YÜZYILI DAHA KAYBETMEMELİ, KAZANMALI’

Gazeteci Beritan Sarya, konuşmasının sonunda şu çağrıyı yaptı: “Başûr halkının tutumu doğru bir tutumdur. Gelişen tehlikeler karşısında tüm Kürdistanlılar olarak işgalci güçlere ve KDP’nin soykırımcılarla işbirliği halinde Kürt güçlerini ve Kürt’ün geleceğini hedef alan politikalarına ‘dur’ demeliyiz. Aksi takdirde soyut birlik açıklamalarının anlamı olmayacaktır. Evet, PKK tasfiye edilemez; evet, Rojava Devrimcileri de teslim olmayacak ama mevcut dönem tarihsel bir süreçtir. Kürtler bir yüzyılı daha kaybetmemeli, kazanmalıdır.”

 

Kaynak: ANHA