Türkiye’de ekilen mısır tohumlarının yüzde 95’i ithal edilirken, ithalat için 100 milyon dolar ödeniyor. Bir projede, yerli mısır tohumlarının kullanılması istenirken, bu tohumların patentlenmesi proje gündeminde yok
Bursa Nilüfer İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü, Sakarya Mısır Araştırma Müdürlüğü ve Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin ortaklaşa yürüttüğü ‘Yeni ve Yerli Mısır Çeşitleri Yayım Projesi’ tanıtımı yapıldı. Bu proje kapsamında Ada, Ağa, Hacıbey ve Samada silajlık mısır çeşitleri yetiştirildi. Nilüfer Tarım ve Orman İlçe Müdürü Yasemin Yiğit Bozkurt, Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarlalarında yetiştirilen mısırlardan yüksek verimler alındığını belirterek, çiftçilerin bu yerli tohumlardan kullanmalarını istedi. Yerli tohumların yabancılardan daha kaliteli olduğunu ve özelikle Ada ve Ağa’da dönümde 10 tona yakın ürün alındığını belirten Bozkurt, “Sakarya Araştırma Enstitüsü’nde 205 tane yerli tohum var, 27’si tescil edildi. Silajlık mısırda başarılı olduk. Dane mısırda da dönüme 1500 kilo alacağımızı düşünüyoruz” diye konuştu.
Yerli tohum tercih edilmeli!
Nilüfer Ziraat Odası Başkanı Şenol Aybey de Ziraat Odaları olarak üretim olmadan ithalatla sorunların çözülmeyeceğinin farkında olduklarını vurguladı. Aybey, çok genç ve dinamik bir nüfusa sahip olan genç Türkiye’nin üretmemesinin istendiğini belirterek, “Dış ülkeler bize diyor ki ‘Siz üretmeyin, 10 liraya üreteceğinize biz size 7 liraya veririz.’ Sonra onlara mahkum oluyoruz. Bu duruma düşmemek için yerli tohumu tercih etmeliyiz. Dane mısırda 1,5 ton, silajlıkta 8-10 ton verim alınıyor. Bu tohumlar rekabetçi tohumlar” dedi.
‘Yüzde 95 ithal’
Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Serkan Gürlük de konuşmasında, ülkemizde yüzde 95 oranında yabancı tohum kullanıldığını ve bu oranın oldukça yüksek olduğunu söyledi. İthal tohumlara 100 milyon dolar ödendiğini belirten Prof. Dr. Gürlük, “Bunu da piyasadaki 4-5 firma yapıyor. Belirli bir yere kadar gelmiş firmalarımız da maalesef yabancı firmaların radarına giriyor ve sonraki yıllarda şirket birleşmesi adı altında yabancıların bünyelerine katılıyor. Bunun önüne geçilmelidir” diye konuştu. Gürlük’ün dikkat çektiği yerli şirketlerin yabancı şirketlerce yutulduğu gerçeği tohumun patentleniyor olması olduğu konuşmalarda gündeme gelmedi.
‘Milli Tarım Projesi’
2018’den bu yana Milli Tarım Projesi adı altında şirketlerin denetiminde üretilip satılan tohumlar çiftçiler için zorunlu hale getirildi ve sertifikalı tohum kullanmayan çiftçilerin desteklerden yararlandırılmayacağı karar altına alınırken, sertifikasız tohumla yapılan üretimin ticarete konu edilmesi de yasaklandı. Ada, Ağa, Hacıbey ve Samada adlı mısır tohumlarının sertifikalandıktan sonra şirketlerin eline verildiği biliniyor. Sertifikalı tohum kullanımı ise bu tohumların sertifikasını elinde tutan yerli ve çok uluslu şirketler olurken, çiftçi her yıl bu şirketlerin kapısını aşındırmak zorunda kalıyor.
'BARIŞ İÇİN AKTİVİTE' aktivistleri olarak bizler ; Anti-militarist, savaş karşıtı , barış yanlısı görüşe sahibiz.Yaşadığımız coğrafya da dahil dünyanın her yerinde ki savaşlara karşı barış girişimlerini destekliyoruz. Bizler elimizden geldiği kadar içerisinde yer aldığımız her platform da bu isteği görünür kılmak için çaba sarf ediyoruz. Barış İçin Aktivite sitesini de hayata geçirmemizin biricik nedeni budur. Îzleyeceğimiz yayın politikası da görüşümüzün tezahürü , yansıması olacaktır.
