Barış İçin Aktivite
Barış I Eirini I Peace I Aşiti

ŞIMDI GERIDE BIRAKMAK ZORUNDA KALDIKLARININ ACISINI NASIL ANLATABİLİRSİN KI

0 71

Yannis Vasilis Yaylalı

Insan bazen yüzleşme notlarına dahi nasıl katlanebildigini düşünüyor, çünkü bazı acılar katlanılma sınırını geçiyor. Dün kırk gün önce kaybettiğimiz Kitsa’miz için Katerini’ye gitmiştim. Kitsa, Anastasi, Xari Bu üç kardeş benim dedemin kardeşi olan Lefteris Zembekoglu’nun çocukları, Xari ile Kitsa’mizi konuşurken birden konu babasına geldi. Babasiyla dedesi ve nenesi arasında yaşanan bir dramı benimle paylaştı.Xari babasi olan Lefteris’in babasinin (Konstantin )sürekli Lefteris diye diye ağladığını, söylendiğini görür, bu bir değil, iki değil, üç değil hep böyle gider. Lefteris babasına sana bir şey mi yaptım neden hep beni böyle anıp anip ağlıyorsun. Babası bu durum ile ilgili konuşmak istemeyince annesini sıkıştırmaya başlar ve babamın bu hâlleri ne , ben ona ne yaptim da surekli benim ismimi anarak söylenip ağlıyor.Annesi de bir süre konuşmak istemez.Yaşananları nasıl anlatabilir ki O da bir süre Lefteris’e cevap vermez

Lefteris de inatçı bir çocuk, bir şeyler olduğunu seziyor ama ne olduğunu bilmiyor, içine de bir kere kürt düşmüştü baskıları da günden güne artınca annesi Konstantin’i de çağırarak durumu anlatiyor. Annesi sende bir şey yok , Lefteris’im , baban sana ağlamıyor.Baban Pontos’da, Bafra’da bir oğlumuzu kaybetti ona ağlıyor, Türkler onu çalıp götürdü ve o oğlunu hiç unutamadı, nerede aradıysa bulamadı. Sen doğunca kaybettiği oğlunun ismini yaşatmak için sana verdi.Lefteris hızlıca sorar ,anne neden 23-25 sene beklediniz bunu anlatmak için, ben de çocuklarını geride birakanlari hep kınardım, bir anne bir baba çocuğunu nasıl geride bırakır diye, anne de bir süre durduktan sonra neden anlatamadığını şimdi anladın mı demiş, bir baba geride bıraktığı çocuğunu hangi lisanla anlatsın ki ,ondan sonra da Konstantin dede hiç konuşmamış ve ölünceye kadar hep oğlunun ismini sayıklamış ve hep ağlamış,

İşte biz o geride kalmak zorunda kalmış olan dedem Lefteris’in(Memed) torunuyuz. Bu acıyı kime nasıl anlatabilirsin ki , keşke ömrü yetseydi de oğlunun ölmediğini o soykırım sürecinden devşirilme bahasına kurtulduğunu görseydi. Dedemin kardeşi olan Lefteris’in sevgili eşi Sofya Konstantin dedeyi ve durumunu anlatirken gözleri hep dolu dolu olurdu, derdi ki oğlunun ismini sayiklaya sayiklaya öldü. Sonra hiç bir sey olmadi, Yunanlilar öyle güle oynaya ülkelerini terk etti diyorlar. Biz Pontos Rumlari diğer soykırıma, tehcire uğramış halklar kadar güçlü değildik, bize sahip çıkan olmadı, biz ancak ancak bize yapılanları ve meramımızı anlatabiliyoruz. Başkalarının mezar taşlarından kendilerine ev yapanların bizi anlama şansı da yoktur, onlara seslenmek dahi istemiyorum ama onun dışında kalma kesim Gerçekte olanlar ile ve geçmis tarih ile yüzleşmek  istiyorsa propaganda kitaplarının ve ısmarlama filmlerin dışına çıkmak zorunda.O zaman belki biraz da olsa acımızı anlama durumları yaşanabilir ve yüzleşme için bir şans olasılığı ortaya çıkar